Abbâsîler

Ansiklopedi sitesinden
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla

Abbâsîler, İslam tarihinde önemli bir halifelik ve siyasi hükümet olan Abbâsî Halifeliği'ni (Arapça: الخلافة العباسية) kurmuş olan Arap bir hanedandır. Abbâsîler, 8. yüzyılın ortalarında Emeviler'i (Umayyadlar) devirerek İslam dünyasının siyasi liderliğini ele geçirdi ve Abbâsîler halifeliği 750-1258 yılları arasında sürdürdü. Bu dönem, İslam dünyasının siyasi, kültürel ve bilimsel açıdan zirve yaptığı ve İslam medeniyetinin geliştiği bir dönem olarak kabul edilir.

Abbâsîler
الْخِلَافَةُ الْعَبَّاسِيَّة (Arapça)
el-Hilâfetü'l-ʿAbbâsiyye
750-1517
Abbâsîler bayrağı
Siyah Abbasi bayrağı
850 civarında Abbasi Halifeliğinin eyaletleri ve yerleşim yerlerini içeren bir haritası
850 civarında Abbasi Halifeliğinin eyaletleri ve yerleşim yerlerini içeren bir haritası
Türİmparatorluk
BaşkentKufe
(750–762)
Bağdat
(762-836, 892-1258)
Sâmerrâ
(836–892)
Kahire
(1261-1517)
Yaygın dil(ler)Klasik Arapça (merkezi̇ yöneti̇m)
Resmî din
Sünnî İslam
HükûmetIrsî hilâfet
Halife 
• 750-754
Seffâh (ilk)
• 1242-1258
Müstasım (Bağdat'taki son halife)
• 1261-1262
Müstansır (Kahire'deki ilk halife)
• 1508-1517
III. Mütevekkil (Kahire'deki son halife)
Tarihçe 
750
1258
• Dağılışı
1517
Para birimi
Öncüller
Ardıllar
Emevîler
Osmanlı İmparatorluğu
Moğol İmparatorluğu
Kurtuba Emirliği
İdrîsîler
Ziyârîler
Sâcoğulları
Seferîler
Büveyhîler
Memlûk Devleti

Abbâsîler, İslam'ın tarihsel ve siyasi bir dönemi olan Abbâsî Halifeliği'ni (750-1258) yöneten bir Arap Müslüman hanedanıdır. Abbâsîler, Abbâs bin Abdülmüttalib'in soyundan gelmektedirler ve İslam peygamberi Muhammed'in amcası olan Abbâs bin Abdülmüttalib'e dayanmaktadırlar.

Abbâsîler, Emevîler'in halifelik saltanatına son veren Abbâsî İhtilali'nin ardından iktidara gelmişlerdir. Abbâsîler, 750 yılında Abbâsî İhtilali sırasında Emevî halifesi olan Merwan bin Muhammed'i devirerek halifelik makamını ele geçirmişlerdir. Abbâsîler, halifelik merkezini Bağdat'a taşıyarak Abbâsî Halifeliği'ni kurmuşlardır.

Abbâsîlerin yönetimi altında, İslam dünyası büyük bir altın çağını yaşamıştır. Abbâsî Halifeliği, bilim, sanat, edebiyat ve mimaride önemli ilerlemeler kaydetmiştir. Bağdat, Abbâsî döneminde İslam dünyasının kültürel ve entelektüel merkezi haline gelmiştir. Abbâsîlerin zamanında, İslam dünyası, eski Yunan ve Roma eserlerinin çevirisi ve korunması, matematik, tıp, astronomi, felsefe ve diğer alanlarda büyük ilerlemeler kaydetmiştir. Abbâsîlerin himayesinde, özellikle Bilge Huneyn bin İshak gibi tercümanlar ve bilim adamları, antik Yunan ve Helenistik metinlerini Arapçaya çevirmiş ve bunların İslam dünyasında yayılmasını sağlamışlardır.

Ancak Abbâsîlerin yönetimi zamanla zayıflamış ve iç bölünmeler başlamıştır. Abbâsîler, zamanla Abbâsî Halifeliği'ni yönetme yeteneklerini kaybetmiş ve Abbâsî halifeleri sıklıkla etkisiz hale gelmiştir. Özellikle Türk kökenli askeri kölelerden oluşan Mamluklar ve Selçuklu Türkleri gibi yeni güçlerin ortaya çıkması, Abbâsîlerin otoritesini zayıflatmıştır.

Abbâsîlerin zayıflaması ve iç bölünmeleri, sonunda Haçlı Seferleri gibi dış tehditlerle birleşerek halifeliğin çöküşüne yol açmıştır. 1258 yılında, Moğol İmparatorluğu'na bağlı bir ordu, Bağdat'ı işgal etmiş ve Abbâsî Halifeliği'ni yıkarak halife El-Müsta'sım'ı öldürmüştür. Bu, Abbâsî Halifeliği'nin resmen sonu oldu ve İslam tarihinde önemli bir dönemin sonuna işaret etti.

Ebu’l Abbas dönemi (132-136\749-754)

Ebu'l-Abbas, Abbâsîlerin kurucusu ve ilk Abbâsî halifesi olan Ebu'l-Abbas Abdullah bin Mühammed bin Ali bin Abdullah bin Abbas'tır. Ebu'l-Abbas, halifelik tahtını ilk kez 750 yılında, Emevî halifesi Merwan bin Muhammed'i mağlup ederek ele geçirmiştir. Ebu'l-Abbas, Abbâsî Halifeliği'nin başkenti Bağdat'ta hüküm sürmüş ve İslam dünyasının altın çağının başlamasına öncülük etmiştir.

Ebu'l-Abbas dönemi, Abbâsî Halifeliği'nin kuruluşu ve başlangıcı olarak kabul edilir. Ebu'l-Abbas, Emevîlerin zulmüne son vererek Abbâsî İhtilali'ni gerçekleştirmiş ve Abbâsîlerin iktidara gelmesini sağlamıştır. Bu dönem, İslam dünyasında bir dönüm noktası olarak kabul edilir ve Abbâsîlerin İslam medeniyetinin gelişimine ve yükselişine öncülük ettiği bir dönemdir.

Ebu'l-Abbas'ın halifeliği, Abbâsî Halifeliği'nin güçlü ve istikrarlı bir şekilde kurulmasını sağlamıştır. Ebu'l-Abbas, halifeliğin merkeziyetçi bir yönetim yapısı kurmuş ve devlet işlerini düzenlemek için bir dizi bürokratik kurum oluşturmuştur. Ayrıca, Ebu'l-Abbas döneminde, İslam dünyasının çeşitli bölgelerinden bilim insanları, sanatçılar, filozoflar ve entelektüeller Bağdat'a akın etmiş ve İslam medeniyetinin gelişmesine katkıda bulunmuşlardır.

Ebu'l-Abbas dönemi, Abbâsî Halifeliği'nin en parlak dönemlerinden biridir. Bu dönemde, Bağdat İslam dünyasının kültürel ve entelektüel merkezi haline gelmiş ve birçok bilimsel, felsefi, edebi ve sanatsal faaliyet bu şehirde yoğunlaşmıştır. Ayrıca, Ebu'l-Abbas döneminde, İslam dünyasının farklı bölgelerindeki dini, etnik ve kültürel gruplar arasında hoşgörü ve işbirliği ortamı sağlanmıştır.

Ebu'l-Abbas dönemi, Abbâsî Halifeliği'nin temellerini atmış ve İslam medeniyetinin altın çağının başlamasına öncülük etmiştir. Onun liderliğinde, Abbâsîlerin İslam dünyasındaki etkisi ve gücü büyük ölçüde artmış ve İslam medeniyetinin gelişimine büyük katkıda bulunmuştur. Ebu'l-Abbas'ın halifeliği, İslam tarihinde önemli bir dönem olarak kabul edilir ve Abbâsîlerin yükselişinin ve İslam dünyasının altın çağının başlangıcının sembolüdür.

Talas savaşı

Talas Savaşı, 751 yılında Araplar ile Çinliler arasında gerçekleşen ve tarihte büyük önem taşıyan bir savaştır. Bu savaş, Orta Asya'daki Talas Nehri yakınlarında, bugün Kazakistan sınırları içerisinde meydana gelmiştir. Talas Savaşı, Abbâsîler ile Çin Tang Hanedanı arasında gerçekleşmiştir.

Sebepler: Talas Savaşı'nın arka planında, Orta Asya'daki ticaret yolları ve bölgedeki egemenlik mücadelesi yatmaktadır. Özellikle İpek Yolu'nun kontrolü, ticari açıdan büyük öneme sahip olan bu bölgede çıkar çatışmalarına neden olmuştur. Çin Tang Hanedanı'nın batıya doğru genişlemesi, bu ticaret yollarının kontrolü için Abbâsîlerle rekabet etmesine neden olmuştur.

Gelişimi: Savaş, Abbasî Halifesi El-Mansur döneminde gerçekleşmiştir. Abbasîler, Ticaret yollarını kontrol etmek ve Müslüman tüccarların güvenliğini sağlamak için bu bölgedeki Çin etkisine son vermek istemişlerdir. Talas Savaşı, Abbâsîler ile Çin Tang Hanedanı arasında gerçekleşen çatışmaların bir sonucudur.

Savaş sırasında, Abbâsîler ve onların müttefikleri olan Tibetliler, Talas Nehri yakınlarında Çin güçleriyle karşı karşıya gelmiştir. Savaşın sonucunda, Çin ordusu ağır bir yenilgiye uğramış ve Tang Hanedanı'nın Orta Asya'daki ilerleyişi durdurulmuştur. Abbâsîler, Talas Savaşı'ndan zaferle ayrılarak Orta Asya'da etkin bir konuma gelmişlerdir.

Sonuçları: Talas Savaşı'nın en önemli sonuçlarından biri, Tang Hanedanı'nın batıya doğru ilerlemesinin durdurulması ve Çin etkisinin Orta Asya'da sınırlanmasıdır. Ayrıca, savaş sırasında esir alınan Çinli askerlerin ve tüccarların Müslüman topluluklara katılması, İslam'ın yayılmasına katkıda bulunmuştur. Bu savaş ayrıca, İslam medeniyeti ile Çin medeniyeti arasındaki etkileşimi ve kültürel alışverişi teşvik etmiştir.

Talas Savaşı, tarihsel açıdan büyük bir öneme sahiptir çünkü İslam'ın batıya yayılmasında ve Orta Asya'daki kültürel etkileşimde bir dönüm noktası olmuştur. Savaş, Orta Asya'nın ve İslam dünyasının tarihî seyrini önemli ölçüde etkilemiştir.

Ebu Cafer el-Mansur Dönemi (136-158/745-775)

Ebu Cafer el-Mansur, Abbâsî Halifeliği'nin ikinci halifesi ve Abbâsîler Hanedanı'nın kurucusudur. Ebu Cafer el-Mansur'un halifeliği, 754 ile 775 yılları arasında sürmüştür. Ebu Cafer el-Mansur dönemi, Abbâsî Halifeliği'nin erken dönemlerinde büyük öneme sahip bir dönemdir ve halifeliğin kuruluşunun sağlamlaştırılması ve genişletilmesinde etkili olmuştur.

Halifelik İdaresi ve İç Politikalar: Ebu Cafer el-Mansur, Abbâsî Halifeliği'nin merkeziyetçi yönetim yapısını güçlendirmiş ve devlet işlerini düzenlemek için bir dizi bürokratik kurum oluşturmuştur. İç politikalarında, güçlü bir istihbarat ağı oluşturarak muhalifleri izlemiş ve bastırmıştır. Ayrıca, halkın güvenini kazanmak için adil yargı sistemi ve vergi reformları gerçekleştirmiştir.

Bağdat'ın İnşası ve Gelişimi: Ebu Cafer el-Mansur döneminde, Abbâsîlerin başkenti Bağdat'ta büyük inşaat projeleri gerçekleştirilmiştir. Bağdat, İslam dünyasının kültürel, ticari ve entelektüel merkezi haline gelmiş ve birçok bilim insanı, sanatçı ve entelektüel bu şehre akın etmiştir.

Ordu ve Savaşlar: Ebu Cafer el-Mansur döneminde, Abbâsî ordusu genişletilmiş ve modernize edilmiştir. Ebu Cafer el-Mansur, Abbâsî güçlerini genişletmek ve güçlendirmek için çeşitli savaşlara liderlik etmiştir. Bu dönemde, Abbâsîlerin Bizans ve Arap sınırındaki Müslüman isyanlarını bastırması ve bölgedeki siyasi istikrarsızlığı kontrol altına alması önemlidir.

Kültürel ve Bilimsel Gelişim: Ebu Cafer el-Mansur dönemi, İslam medeniyetinin gelişiminde ve İslam dünyasının altın çağının başlangıcında önemli bir rol oynamıştır. Bağdat, bilim, felsefe, edebiyat, tıp ve matematik gibi alanlarda büyük bir gelişme yaşamıştır. Abbâsîlerin himayesinde, birçok bilim insanı, filozof, şair ve yazarın eserleri ortaya çıkmıştır.

Dinî Politikalar ve İslam'ın Yayılması: Ebu Cafer el-Mansur, İslam'ın yayılmasını teşvik etmiş ve İslam dünyasının genişlemesine katkıda bulunmuştur. Halifelik döneminde, İslam'ın öğretileri ve İslam kültürü desteklenmiş ve yayılmıştır. Ebu Cafer el-Mansur'un dini politikaları, İslam dünyasında dinî ve kültürel bir birlik oluşturmayı amaçlamıştır.

Ebu Cafer el-Mansur dönemi, Abbâsî Halifeliği'nin güçlendirilmesi ve genişletilmesi açısından önemli bir dönemdir. Onun liderliğinde, Abbâsîlerin iktidarı sağlamlaşmış ve İslam medeniyeti büyük bir gelişme kaydetmiştir. Ebu Cafer el-Mansur, Abbâsî Halifeliği'nin başarılı bir şekilde kurulmasında ve İslam dünyasının altın çağının başlamasında kilit bir figürdür.

Halife Mehdi Dönemli (158-170/775-786)

Halife Mehdi, Abbâsî Halifeliği'nin üçüncü halifesi olarak 775 ile 785 yılları arasında hüküm sürmüştür. Halife Mehdi'nin dönemi, Abbâsîlerin altın çağının bir parçası olarak kabul edilir ve İslam dünyasında siyasi istikrar, kültürel gelişim ve ekonomik refahın yaşandığı bir dönemdir.

Halifeliğin Konsolidasyonu: Halife Mehdi, Abbâsî Halifeliği'nin iç ve dış tehditlere karşı güçlendirilmesine odaklanmıştır. Abbâsîlerin iktidarını sağlamlaştırmak için iç ayaklanmalarla mücadele etmiş ve halifeliğin sınırlarını genişletmek için dış düşmanlarla savaşmıştır.

İdari Reformlar: Halife Mehdi, halifeliğin idari yapısını güçlendirmek ve verimliliğini artırmak için çeşitli reformlar gerçekleştirmiştir. Bürokratik kurumlar yeniden düzenlenmiş, vergi sistemi gözden geçirilmiş ve adaletin sağlanması için yeni yasalar çıkarılmıştır.

Ekonomik Refah: Mehdi dönemi, Abbâsî Halifeliği'nin ekonomik refahının arttığı bir dönemdir. Ticaretin canlanması, tarımın gelişimi ve sanayinin teşviki, halifeliğin zenginliğinin ve refahının artmasına katkıda bulunmuştur.

Kültürel Gelişim: Halife Mehdi dönemi, İslam medeniyetinin altın çağının bir parçasıdır. Bağdat, bilim, felsefe, edebiyat, mimarlık ve sanat gibi çeşitli alanlarda büyük bir gelişme yaşamıştır. Halife Mehdi'nin himayesinde birçok bilim insanı, filozof, şair ve sanatçı eserlerini ortaya çıkarmıştır.

Dinî Politikalar: Mehdi, Abbâsî Halifeliği'nin dini lideri olarak İslam'ı korumak ve yaymak için çaba göstermiştir. Dinî kurumların güçlendirilmesi, İslam'ın öğretilerinin yayılması ve dinî eğitim kurumlarının desteklenmesi Mehdi döneminin önemli özelliklerindendir.

Zenginlik ve Lüks: Mehdi dönemi, Abbâsîlerin zenginliği ve lüks yaşam tarzının doruğa çıktığı bir dönemdir. Bağdat, lüks saraylar, bahçeler, parklar ve gösterişli yapılarla süslenmiş ve halifeliğin refahı gözler önüne serilmiştir.

Halife Mehdi dönemi, Abbâsî Halifeliği'nin en istikrarlı ve refah içinde geçen dönemlerinden biridir. Mehdi'nin liderliğinde, halifelik güçlendirilmiş, İslam medeniyeti gelişmiş ve İslam dünyası bir altın çağı yaşamıştır. Halife Mehdi, Abbâsîlerin yükselişinin ve İslam dünyasının zirvesinin sembolü olarak kabul edilir.

Musa el-Hâdî Dönemi

Musa el-Hâdî, Abbâsî Halifeliği'nin altıncı halifesi olarak 785 ile 786 yılları arasında hüküm sürmüştür. Musa el-Hâdî, Abbâsîlerin erken döneminde hüküm süren ve Abbâsî Hanedanı'nın ikinci neslini temsil eden önemli bir liderdir.

Hükümdarlık Dönemi: Musa el-Hâdî'nin hükümdarlık dönemi oldukça kısa sürmüştür, sadece bir yıl kadar. Bu kısa süre içinde Abbâsî Halifeliği'nin önemli bir figürü olarak dikkat çekmiştir.

İç Karışıklıklar: Musa el-Hâdî'nin hükümdarlığı döneminde, Abbâsîlerin içinde siyasi karışıklıklar ve çatışmalar yaşanmıştır. Bu dönemde, halifelik tahtı için farklı gruplar arasında rekabetler yaşanmış ve bu da halifeliğin iç istikrarını zayıflatmıştır.

İran Etkisi: Musa el-Hâdî, annesi olan İranlı bir kadının etkisi altında yetişmiştir. Bu nedenle, Musa el-Hâdî'nin hükümdarlığı döneminde İranlı bürokratlar ve vezirlerin etkisi artmıştır. Bu durum, Abbâsî yönetiminde İran etkisinin arttığına işaret etmektedir.

İslam Hukuku ve Adalet: Musa el-Hâdî, İslam hukuku ve adaletin sağlanmasına büyük önem vermiştir. Adaletin tesis edilmesi için çeşitli reformlar gerçekleştirmiş ve adil bir yönetim kurmaya çalışmıştır.

Dış Politika: Musa el-Hâdî'nin döneminde, Abbâsîlerin sınırlarında siyasi istikrarsızlık ve dış tehditler yaşanmıştır. Özellikle Bizans İmparatorluğu ve Abbâsîler arasında sınır anlaşmazlıkları ve çatışmalar yaşanmıştır.

Musa el-Hâdî dönemi, Abbâsîlerin siyasi ve iç istikrarının zayıfladığı bir dönemdir. Musa el-Hâdî'nin kısa süren hükümdarlığı boyunca, halifeliğin içinde siyasi belirsizlikler ve çatışmalar yaşanmıştır. Bu dönem, Abbâsî Halifeliği'nin iç karışıklıklar ve dış tehditlerle mücadele ettiği bir dönem olarak bilinir.

Harun Reşid dönemi (H. 170-193\M. 786-809)

Harun Reşid, Abbâsî Halifeliği'nin beşinci halifesi olarak 786 ile 809 yılları arasında hüküm sürmüştür. Harun Reşid dönemi, Abbâsîlerin en parlak ve tanınmış dönemlerinden biridir ve İslam dünyasının altın çağının zirvesine ulaşmıştır.

Harun Reşid'in Şarlman'ın elçilerini kabul etmesi
Harun Reşid'in Şarlman'ın elçilerini kabul etmesi

İdari ve Siyasi İstikrar: Harun Reşid dönemi, Abbâsî Halifeliği'nin en istikrarlı ve güçlü dönemlerinden biridir. Harun Reşid, güçlü bir liderlik sergileyerek halifeliğin iç ve dış tehditlere karşı güçlendirilmesini sağlamıştır. Onun döneminde, halifelik idaresi altında geniş bir bölgeye hakim olmuş ve Abbâsîlerin gücü zirveye çıkmıştır.

Adil Yönetim ve Adalet: Harun Reşid, adaletin sağlanması ve adil bir yönetim kurulması konusunda büyük önem vermiştir. Halk arasında popülerliğini artırmak için adil yargı sistemi ve halkın refahını artırmak için çeşitli sosyal reformlar gerçekleştirmiştir.

Kültürel ve Entelektüel Gelişim: Harun Reşid dönemi, İslam medeniyetinin en parlak dönemlerinden biridir. Bağdat, bilim, felsefe, edebiyat, sanat ve mimarlık alanlarında büyük bir gelişme yaşamıştır. Harun Reşid'in himayesinde, birçok bilim insanı, filozof, şair ve sanatçı eserlerini ortaya çıkarmış ve İslam dünyasının zengin kültürel mirasının temelleri atılmıştır.

İslam'ın Yayılması: Harun Reşid dönemi, İslam'ın yayılması ve güçlenmesi açısından da önemlidir. Halife Harun Reşid, İslam'ın öğretilerinin yayılmasını teşvik etmiş ve İslam dünyasının genişlemesine katkıda bulunmuştur. Bu dönemde İslam medeniyeti, Orta Doğu, Kuzey Afrika, İspanya ve Hindistan'da etkisini artırmıştır.

Abbâsîlerin Güç Zirvesi: Harun Reşid dönemi, Abbâsî Halifeliği'nin güç zirvesine ulaştığı bir dönemdir. Harun Reşid'in liderliğinde, Abbâsîlerin gücü ve etkisi en yüksek seviyeye ulaşmış ve halifelik altın çağını yaşamıştır.

Harun Reşid dönemi, İslam dünyasının en parlak ve tanınmış dönemlerinden biridir. Harun Reşid'in liderliğinde, Abbâsî Halifeliği'nin gücü ve etkisi zirveye çıkmış, İslam medeniyeti büyük bir gelişme göstermiş ve İslam dünyası bir altın çağını yaşamıştır. Harun Reşid'in yönetimi altında, Abbâsîlerin hükümranlığı en parlak ve istikrarlı bir dönemine ulaşmıştır.

Emin dönemi (H. 193-198\M.809-813)

Emin dönemi, Abbâsî Halifeliği'nin dokuzuncu halifesi olan Harun Reşid'in ölümünden sonra başlayan bir dönemdir. Halife Harun Reşid'in ölümü, Abbâsî Halifeliği'nde siyasi ve idari istikrarsızlığa neden olmuştur. Harun Reşid'in ölümüyle birlikte yerine geçen oğlu Emin, 808 yılında halife olmuştur. Emin dönemi, halifeliğin istikrarsızlık ve çalkantılı bir dönemi olarak bilinir.

Abbâsîler Arası Çatışmalar: Emin dönemi, Abbâsî Hanedanı içindeki güç mücadelelerinin ve rekabetin arttığı bir dönemdir. Harun Reşid'in ölümüyle birlikte Abbâsîler arasında taht mücadeleleri başlamıştır. Emin dönemi boyunca, halifelik için çeşitli adaylar arasında çatışmalar yaşanmıştır.

Siyasi İstikrarsızlık: Emin dönemi, Abbâsî Halifeliği'nin siyasi istikrarsızlık ve iç çatışmalarla karşı karşıya olduğu bir dönemdir. Halifeliğin merkeziyetçi yapısı zayıflamış, eyalet valileri ve askeri komutanlar bağımsız hareket etmeye başlamıştır. Bu durum, halifeliğin otoritesinin sarsılmasına ve toplumsal huzursuzluğun artmasına neden olmuştur.

Dış Tehditler: Emin döneminde Abbâsî Halifeliği, dış tehditlerle de karşı karşıya kalmıştır. Özellikle Bizans İmparatorluğu ve doğudaki Abbâsî sınırlarında bulunan Türk kavimleri halifeliğin topraklarını tehdit etmiştir.

Kısa Süreli İktidar: Emin dönemi, Abbâsî Halifeliği tarihinde kısa süren bir iktidar dönemidir. Emin'in halifeliği sadece birkaç ay sürmüş, ardından halife El-Ma'mun'un tahta geçmesiyle son bulmuştur.

Emin dönemi, Abbâsî Halifeliği'nin istikrarsızlık ve iç çatışmalarla dolu bir dönemi olarak bilinir. Bu dönemde, halifeliğin otoritesi ve etkisi zayıflamış, siyasi istikrarsızlık ve toplumsal huzursuzluk artmıştır. Emin dönemi, Abbâsî Halifeliği'nin siyasi ve idari yapısının zayıfladığı ve dış tehditlerle karşı karşıya kaldığı bir dönem olarak tarih sahnesinde yerini almıştır.

El-Ma'mun dönemi (H.198-218\M.813-833)

El-Ma'mun, Abbâsî Halifeliği'nin dokuzuncu halifesi olarak 813 ile 833 yılları arasında hüküm sürmüş önemli bir liderdir. Onun dönemi, Abbâsî Halifeliği'nin siyasi, kültürel ve bilimsel açılardan en parlak dönemlerinden biri olarak kabul edilir.

Harun Reşid'in Ölümü ve Taht Kavgaları: El-Ma'mun, halife Harun Reşid'in ölümünden sonra tahta geçmiştir. Ancak, Harun Reşid'in ölümü sonrasında Abbâsî Halifeliği'nde taht kavgaları yaşanmıştır. El-Ma'mun, kardeşi El-Emin ile rekabet halindeydi ve sonunda tahta geçmeyi başarmıştır.

Dürüstlük ve Adalet: El-Ma'mun, adil bir yönetim anlayışıyla tanınır ve adaletin sağlanmasına büyük önem vermiştir. Onun döneminde, yargı sistemi geliştirilmiş, hukukun üstünlüğüne ve hakların korunmasına özen gösterilmiştir.

Bilimsel ve Entelektüel Gelişim: El-Ma'mun dönemi, İslam dünyasının bilimsel ve entelektüel açıdan altın çağını yaşadığı bir dönemdir. Bağdat, bilim, felsefe, matematik, tıp, astronomi ve diğer alanlarda büyük bir gelişme göstermiştir. El-Ma'mun'un himayesinde, Bağdat'taki Bilim Akademisi (Bayt al-Hikma) gibi kurumlar önemli eserler üretmiş ve bilimsel çalışmalar teşvik edilmiştir.

İslam Medeniyetinin Zirvesi: El-Ma'mun dönemi, İslam medeniyetinin zirvesine ulaştığı bir dönem olarak kabul edilir. Bilim, sanat, edebiyat ve mimarlık gibi alanlarda büyük bir ilerleme kaydedilmiştir. Bağdat, İslam dünyasının kültürel ve entelektüel merkezi haline gelmiştir.

İran Etkisi ve Mezhep Politikaları: El-Ma'mun, Abbâsî Halifeliği'nde İran etkisinin artmasına ve Mezhep politikalarının güçlenmesine katkıda bulunmuştur. O, özellikle Şii İslam mezhebine yakınlaşmış ve Şii alimlerle işbirliği yapmıştır.

Tarihi Anlaşma: El-Ma'mun döneminde, Bizans İmparatorluğu ile "Dostluk ve Barış Antlaşması" adı verilen tarihi bir anlaşma yapılmıştır. Bu anlaşma, Abbâsîler ile Bizans arasındaki sınırları belirlemiş ve ticaretin canlanmasına katkıda bulunmuştur.

El-Ma'mun dönemi, Abbâsî Halifeliği'nin en parlak dönemlerinden biridir. Onun liderliğinde, İslam medeniyeti büyük bir gelişme kaydetmiş, bilim, sanat, edebiyat ve felsefe alanlarında ilerlemiş ve Bağdat, İslam dünyasının kültürel ve entelektüel merkezi haline gelmiştir. El-Ma'mun, Abbâsî Halifeliği'nin altın çağının sembolü olarak kabul edilir.

Mutasım dönemi (H.218-227\M. 833-842)

Türkler Mutasım dönemi, Abbâsî Halifeliği'nin onuncu halifesi olan El-Mutasım'ın hükümdarlığı dönemidir. El-Mutasım, 833 ile 842 yılları arasında halifelik yapmıştır. Mutasım dönemi, Abbâsîlerin siyasi istikrarsızlık, iç karışıklıklar ve dış tehditlerle mücadele ettiği bir döneme denk gelir.

Zenginlik ve Refah: Mutasım dönemi, Abbâsî Halifeliği'nin ekonomik refahının ve zenginliğinin devam ettiği bir dönemdir. Ticaretin canlanması, tarımın gelişimi ve vergi gelirlerinin artmasıyla halifelik ekonomisi güçlenmiştir.

İç Karışıklıklar: Mutasım dönemi, Abbâsî Halifeliği'nin iç karışıklıklar ve siyasi istikrarsızlıkla mücadele ettiği bir dönemdir. Halifeliğin merkezi otoritesi zayıflamış, eyalet valileri ve askeri komutanlar bağımsız hareket etmeye başlamıştır. Bu durum, halifeliğin iç bölünmeler yaşamasına ve toplumsal huzursuzluğun artmasına neden olmuştur.

Dış Tehditler: Mutasım dönemi, Abbâsî Halifeliği'nin dış tehditlerle karşı karşıya kaldığı bir dönemdir. Özellikle Türkmen kavimlerin ve diğer Orta Asya kökenli grupların baskınları ve saldırıları halifeliğin sınırlarını tehdit etmiştir.

Türk İstihdamı: Mutasım dönemi, Türk asıllı askerlerin ve yöneticilerin halifelik hükümetinde önemli roller üstlendiği bir dönemdir. Abbâsîler, Türk asıllı askerlerden oluşan askeri birlikleri aktif olarak kullanmış ve onları devlet yönetiminde görevlendirmiştir.

Askeri Kampanyalar: Mutasım dönemi, Abbâsî Halifeliği'nin askeri kampanyalarla dış tehditlere karşı mücadele ettiği bir dönemdir. Mutasım, özellikle Türkmen kavimlerinin saldırılarına karşı sınır savunmasını güçlendirmeye çalışmıştır. Ancak, bu kampanyalar halifeliğin kaynaklarını tüketmiş ve iç karışıklıkları artırmıştır.

Mutasım dönemi, Abbâsî Halifeliği'nin iç ve dış zorluklarla mücadele ettiği bir dönemdir. Siyasi istikrarsızlık, iç karışıklıklar ve dış tehditler halifeliğin gücünü zayıflatmıştır. Ancak, Mutasım dönemi, Türk asıllı askerlerin ve yöneticilerin halifelik hükümetindeki etkisini artıran ve Türkmen kavimlerine karşı mücadele eden bir dönem olarak da önemlidir.

Halife Vasık Dönemi (H.227-229\M. 842-847)

Halife Vasık, Abbâsî Halifeliği'nin on birinci halifesi olarak 842 ile 847 yılları arasında hüküm sürmüştür. Vasık dönemi, Abbâsî Halifeliği'nin iç karışıklıklar, siyasi istikrarsızlık ve dış tehditlerle mücadele ettiği bir dönemdir.

Siyasi İstikrarsızlık ve Taht Kavgaları: Vasık dönemi, Abbâsî Halifeliği'nin siyasi istikrarsızlık ve taht kavgalarıyla mücadele ettiği bir dönemdir. Vasık'ın halife olmasıyla birlikte, halifelik tahtı için çeşitli adaylar arasında rekabet artmıştır. Bu durum, halifeliğin iç bölünmeler yaşamasına ve toplumsal huzursuzluğun artmasına neden olmuştur.

Abbâsîler Arası Çatışmalar: Vasık dönemi, Abbâsî Hanedanı içindeki çatışmaların arttığı bir dönemdir. Halife Vasık, Abbâsîler arasındaki rekabetin artmasına ve aile içi çatışmaların yoğunlaşmasına tanıklık etmiştir.

Dış Tehditler ve Savaşlar: Vasık dönemi, Abbâsî Halifeliği'nin dış tehditlerle karşı karşıya kaldığı bir dönemdir. Özellikle Bizans İmparatorluğu ve Türkmen kavimlerin saldırıları halifeliğin sınırlarını tehdit etmiştir. Vasık, sınır savunmasını güçlendirmeye çalışmış, ancak dış tehditlerle başa çıkmakta zorlanmıştır.

Ekonomik Zorluklar: Vasık dönemi, Abbâsî Halifeliği'nin ekonomik zorluklarla mücadele ettiği bir dönemdir. Dış savaşlar, iç karışıklıklar ve vergi gelirlerindeki azalma halifeliğin ekonomisini olumsuz etkilemiştir. Bu durum, halk arasındaki hoşnutsuzluğun artmasına neden olmuştur.

Abbâsî Gücünün Zayıflaması: Vasık dönemi, Abbâsî Halifeliği'nin gücünün ve etkisinin zayıfladığı bir dönemdir. Siyasi istikrarsızlık, dış tehditler ve ekonomik zorluklar halifeliğin otoritesini sarsmış ve iç bölünmeleri artırmıştır.

Vasık dönemi, Abbâsî Halifeliği'nin iç ve dış zorluklarla mücadele ettiği bir dönemi temsil eder. Siyasi istikrarsızlık, taht kavgaları, dış tehditler ve ekonomik zorluklar halifeliğin gücünü ve etkisini zayıflatmıştır. Vasık dönemi, Abbâsîlerin güç kaybının ve iç karışıklıkların arttığı bir dönem olarak tarih sahnesinde yerini almıştır.

Dış politik ilişkiler ve Mücadeleler

Abbâsî Halifeliği'nin dış politik ilişkileri ve mücadeleleri, halifeliğin tarih boyunca karşılaştığı çeşitli iç ve dış tehditlerle şekillenmiştir. Bu ilişkiler ve mücadeleler, genellikle komşu imparatorluklar ve kavimlerle olan ilişkiler üzerinde odaklanmıştır.

Bizans İmparatorluğu ile İlişkiler: Abbâsîler ve Bizans İmparatorluğu arasında tarih boyunca değişkenlik gösteren ilişkiler olmuştur. Genellikle sınırlarında yaşanan çatışmalar ve aralıklı barış dönemleriyle karakterize edilmiştir. Abbâsîler, Bizans'a karşı askeri seferler düzenlemiş ve sınır bölgelerinde kontrol sağlamaya çalışmıştır.

Doğu'daki Türk ve İranlı Kavimlerle Mücadeleler: Abbâsîler, doğuda yaşayan Türk ve İranlı kavimlerle sık sık mücadele etmiştir. Özellikle Türkmen kavimleri, Abbâsî sınırlarına sık sık saldırmış ve halifeliğin doğu sınırlarını tehdit etmiştir. Abbâsîler, bu kavimlerle çeşitli askeri kampanyalar düzenlemiş ve sınır güvenliğini sağlamaya çalışmıştır.

Abbâsî-Sâmâni İlişkileri: Abbâsîler, Orta Asya'daki Sâmâni İmparatorluğu ile ilişkileri genellikle karışık olmuştur. Bazı dönemlerde ittifaklar kurulmuş ve dostane ilişkiler sürdürülmüştür, ancak diğer zamanlarda çatışmalar yaşanmıştır. Özellikle sınır bölgelerinde rekabet ve çatışmalar sık görülmüştür.

Abbâsî-Fâtımî Rekabeti: Abbâsîler ile Fâtımîler arasında Arap Yarımadası ve Mısır'da güç mücadelesi yaşanmıştır. Fâtımîler, Abbâsî Halifeliği'ni zayıflatmak ve kendi hakimiyetlerini genişletmek için çaba göstermişlerdir. Bu rekabet, İslam dünyasının siyasi ve dini dinamiklerini etkilemiştir.

Abbâsî-Selçuklu İlişkileri: Abbâsîler ile Selçuklu Türkleri arasındaki ilişkiler, başlangıçta ittifaklarla karakterize edilmiştir. Ancak zamanla, Selçuklu Türkleri Abbâsîler üzerinde giderek daha fazla etkili olmuş ve Abbâsî halifeleri nominal olarak hüküm sürmeye devam etmiştir, ancak gerçek güç Selçuklu Sultanları'nın eline geçmiştir.

Bu dış politik ilişkiler ve mücadeleler, Abbâsî Halifeliği'nin tarihinde önemli bir yer tutar. Halifelik, sınırlarını korumak, güç dengelerini sağlamak ve iç istikrarını korumak için çeşitli komşu devletlerle karmaşık ilişkiler içinde olmuştur. Bu ilişkiler, halifeliğin siyasi ve kültürel gelişiminde önemli bir rol oynamıştır.

Abbâsîler, 9. yüzyılın sonlarına doğru iç çatışmalarla zayıflamaya başladılar. 13. yüzyılda, Abbâsîler, Moğol İmparatorluğu'nun istilası altına girdi ve Bağdat 1258 yılında Moğollar tarafından yağmalandı. Bu, Abbâsîlerin çöküşünü işaret eder ve Abbâsî Halifeliği resmen sona erer. Ancak Abbâsîler, Memlük Sultanlığı ve Osmanlı İmparatorluğu gibi daha sonraki İslam devletlerinin hükümetlerinde sembolik bir rol oynamaya devam ettiler.

Abbâsîler, İslam tarihinde önemli bir dönemi temsil eder ve İslam medeniyetinin gelişimine büyük katkılarda bulunmuşlardır. Kültür, bilim ve sanat alanlarında elde edilen ilerlemeler, bu dönemin mirasını günümüze taşır. Abbâsîlerin zirvesi, İslam dünyasının büyük bir medeniyet merkezi haline geldiği bir dönem olarak hatırlanır.