Anadolu Selçuklu Devleti

Ansiklopedi sitesinden
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla

Anadolu Selçuklu Devleti, Ortaçağ'da Anadolu'da hüküm süren ve Türk tarihinde önemli bir yere sahip olan bir devlettir. 11. yüzyılın sonlarına doğru Anadolu'ya gelerek Bizans İmparatorluğu'nun topraklarına yerleşen Selçuklu Türkleri, zamanla buralarda güçlü bir devlet kurmuşlardır.

سلجوقیان روم
Selcūkiyân-ı Rūm (Farsça)

Anadolu Selçukluları
Anadolu Selçuklu Devleti
1077-1308
Anadolu Selçuklu Devleti bayrağı
Bayrak
{{{arma_açıklaması}}}
Arma
  1100 yılında sultanlık   Danişmentlilerden 1174'e kadar fethedilen yerler   Bizanslılardan 1182'ye kadar fethedilen yerler   1243'e kadar diğer fetihler
  1100 yılında sultanlık
  Danişmentlilerden 1174'e kadar fethedilen yerler
  Bizanslılardan 1182'ye kadar fethedilen yerler
  1243'e kadar diğer fetihler
TürMoğol İmparatorluğu vasalı (1243–1256)
İlhanlılar vasalı (1256–1308)
BaşkentNikaia (İznik)
(1077-1096)
İkonyum (Konya)
(1096-1308)
Sebastia (Sivas)
(1211-1220)
Yaygın dil(ler)
Resmî din
Sünni İslam (Hanefi)
HükûmetBağımsız Sultanlık
Sultan 
• 1077-1086
I. Süleyman Şah (ilk)
• 1092-1107
I. Kılıç Arslan
• 1116-1155
I. Mesud
• 1155-1192
II. Kılıç Arslan
• 1192-1196/1205-1211
I. Gıyâseddin Keyhüsrev
• 1196-1204
II. Süleyman Şah
• 1211-1220
I. İzzeddin Keykavus
• 1220-1237
I. Alâeddin Keykubad
• 1237-1246
II. Gıyâseddin Keyhüsrev
• 1302-1308
II. Mesud (son)
Tarihçe 
• Kuruluşu
1077
• Haçlıların Nikaia'yı (İznik) işgali ve Dorileon Savaşı
1097
1176
• I. Keyhüsrev'in İznik İmparatorluğu tarafından yenilerek öldürülmesi
1211
1230
1243
• Dağılışı
1308
Öncüller
Ardıllar
Büyük Selçuklu Devleti
Anadolu beylikleri

Kuruluş: Anadolu Selçuklu Devleti, 1077 yılında Sultan Alparslan'ın oğlu Melikşah tarafından kurulmuştur. Sultan Alparslan'ın Malazgirt Meydan Muharebesi'nde Bizans'a karşı elde ettiği zaferin ardından Anadolu'ya sefer düzenlemesi, Selçuklu Türklerinin Anadolu'da egemenlik kurmasının ilk adımı olmuştur.

Başkent: Anadolu Selçuklu Devleti'nin başkenti, sırasıyla İznik, Konya ve son olarak Kayseri olmuştur. Konya, Anadolu Selçuklu Devleti'nin en önemli ve uzun süre başkentlik yapan şehridir. Bu dönemde Konya, Türk-İslam kültürünün önemli merkezlerinden biri haline gelmiştir.

Siyasi Yapı: Anadolu Selçuklu Devleti, merkezi otoritenin güçlü olduğu bir devlet yapısına sahiptir. Sultan, devletin en yüksek otoritesi olup, valiler aracılığıyla eyaletleri yönetmiştir. Bununla birlikte, Sultanın akrabaları ve emirler de devletin yönetiminde etkili olmuştur.

Toplumsal Yapı: Anadolu Selçuklu Devleti'nde toplum yapısı genellikle feodal bir yapıya sahipti. Sultan ve elit sınıfın yanı sıra, aşiret liderleri, beyler, köylüler ve esnaf gibi farklı sosyal sınıflar bulunmaktaydı. Ayrıca, farklı din ve kültürlerden gelen topluluklar da devlet içinde yaşamaktaydı.

Ekonomi: Anadolu Selçuklu Devleti'nin ekonomisi tarım, ticaret ve el sanatlarına dayanıyordu. Tarım, ekonominin temelini oluştururken, ticaret ise Anadolu'nun stratejik konumu sayesinde gelişmiştir. Özellikle Konya, ticaretin ve zanaatın önemli merkezlerinden biriydi.

Kültür ve Sanat: Anadolu Selçuklu Devleti, Türk-İslam kültürünün geliştiği önemli bir dönemdir. Mimari, edebiyat, musiki, minyatür sanatı ve hat sanatı gibi çeşitli alanlarda büyük ilerlemeler kaydedilmiştir. Özellikle Selçuklu mimarisi, günümüze kadar ulaşan birçok önemli eser bırakmıştır.

Gerileme ve Sonrası: Anadolu Selçuklu Devleti, 13. yüzyılın ortalarından itibaren Moğol istilaları ve iç karışıklıklarla karşı karşıya kalmıştır. Bu dönemde Anadolu'da beyliklerin yükselişi başlamış ve Anadolu Selçuklu Devleti'nin otoritesi giderek zayıflamıştır. Son olarak, 1307 yılında devlet, Moğol istilası ve iç karışıklıklar sonucu çökmüş ve Anadolu'da Türk beylikleri dönemi başlamıştır.

Anadolu Selçuklu Devleti, Türk tarihinde önemli bir yere sahip olan ve Anadolu'nun Türkleşmesi ve İslamlaşmasında önemli bir rol oynamış bir devlettir. Mimari, sanat ve kültür alanında bıraktığı miras, bugün hala önemli bir kültürel ve tarihi değere sahiptir.

Selçuklular öncesi Anadolu

Selçuklular öncesi dönemde Anadolu, çeşitli uygarlıkların ve medeniyetlerin izlerini taşıyan zengin bir tarihe sahiptir. Bu dönemde Anadolu'nun çeşitli bölgelerinde birçok farklı kültür ve topluluk yerleşmiş ve yaşamıştır. İşte Selçuklular öncesi Anadolu hakkında önemli bilgiler:

Hititler: Anadolu'nun en eski uygarlıklarından biri olan Hititler, MÖ 17. ve 12. yüzyıllar arasında Anadolu'nun büyük bir bölümünü kontrol etmiştir. Hititler, Hattuşaş (bugünkü Boğazkale) başkent olmak üzere birçok önemli şehir kurmuş ve önemli bir imparatorluk kurmuşlardır.

Frigyalılar: Hititlerin ardından Anadolu'da hüküm süren önemli bir diğer uygarlık Frigyalılardır. MÖ 8. ve 7. yüzyıllarda Anadolu'nun batı ve orta kesimlerinde Frigya Krallığı'nı kuran bu uygarlık, önemli bir kültürel ve ekonomik merkez haline gelmiştir. Gordion, Frigya'nın başkenti olarak bilinir.

Lidyalılar: Frigyalıların ardından Anadolu'da hüküm süren bir başka önemli uygarlık da Lidyalılardır. MÖ 7. ve 6. yüzyıllarda Anadolu'nun batısında Lidya Krallığı'nı kuran bu topluluk, özellikle ticaret ve ekonomi alanında önemli gelişmeler yaşamıştır. Lidya'nın başkenti Sardes, zenginliğiyle ünlüydü.

Persler: MÖ 6. yüzyılda Anadolu'yu istila eden Pers İmparatorluğu, bölgeyi Pers yönetimi altına almıştır. Perslerin Anadolu'daki egemenliği, Büyük Kiros'un hükümdarlığı dönemine denk gelir. Persler, Anadolu'da Pers kültürünü ve yönetim sistemini yaymışlardır.

Helenistik Dönem: MÖ 4. yüzyılda Büyük İskender'in Anadolu'yu fethetmesiyle birlikte Helenistik dönem başlamıştır. Bu dönemde Anadolu, Helenistik kültür ve etkilerin yoğun olarak görüldüğü bir coğrafya haline gelmiştir. Helenistik dönemde Anadolu'da birçok önemli şehir ve kültür merkezi kurulmuştur.

Roma ve Bizans Dönemi: MÖ 2. yüzyılda Roma İmparatorluğu'nun Anadolu'yu kontrol etmesiyle birlikte bölge Roma'nın bir eyaleti haline gelmiştir. Daha sonra Bizans İmparatorluğu'nun kontrolü altına giren Anadolu, önemli bir Bizans merkezi haline gelmiştir. Bu dönemde Anadolu'da birçok önemli şehir ve yapı inşa edilmiştir.

Selçuklular öncesi dönemde Anadolu, çeşitli uygarlıkların ve medeniyetlerin izlerini taşımaktadır. Hititler, Frigyalılar, Lidyalılar, Persler ve Helenistik dönem gibi birçok önemli uygarlık, Anadolu'nun tarihini şekillendirmiştir. Bu dönemde kurulan şehirler, yapılar ve kültürel miras, bugün hala Anadolu'nun önemli bir parçasını oluşturmaktadır.

I. Süleyman Şah Dönemi (1075-1086)

I. Süleyman Şah dönemi, Büyük Selçuklu Sultanı Alp Arslan'ın oğlu ve Sultan Melikşah'ın kardeşi olan Süleyman Şah'ın hükümdarlığı dönemini ifade eder. 1075 yılında başlayıp 1086 yılında ölümüne kadar devam eden bu dönem, Selçuklu Devleti'nin erken dönemlerinde önemli olaylarla doludur.

Tahta Geçiş: I. Süleyman Şah, kardeşi Melikşah'ın hükümdarlığı sırasında önemli bir konumda bulunuyordu. Melikşah'ın ölümünden sonra, Sultan olma hakkını Sultanın oğlu Berk-Yaruğ ve Alparslan'a verdi. Ancak, Alparslan tahta geçemedi ve Süleyman Şah, tahtı devralarak Sultan oldu.

İç Karışıklıklar: I. Süleyman Şah döneminde Selçuklu Devleti içinde çeşitli karışıklıklar yaşandı. Taht kavgaları, aşiret çekişmeleri ve idari sorunlar devletin istikrarını tehlikeye soktu. Bu dönemde devletin sınırları da doğuda Dicle Nehri'ne kadar genişletildi.

Mücadeleler: I. Süleyman Şah döneminde Selçuklu Devleti, Bizans İmparatorluğu ve diğer komşu devletlerle mücadele etti. Özellikle Bizanslılarla yapılan çatışmalar önemliydi. Bu dönemde Selçuklu Devleti, Anadolu'nun batısına doğru genişlemeye başladı.

Yönetim Tarzı: I. Süleyman Şah, Melikşah'ın aksine askeri başarılarıyla değil, daha çok diplomasi ve ittifaklarla tanınan bir hükümdardı. Devletin içindeki karışıklıkları çözmek için aşiret liderleriyle uzlaşmaya ve onların desteğini alarak hükümdarlığını sürdürmeye çalıştı.

Ölümü: I. Süleyman Şah, 1086 yılında öldü. Ölümünden sonra oğlu Kılıç Arslan tahta geçti. Ancak, I. Süleyman Şah döneminde yaşanan iç çekişmeler ve karışıklıklar, devletin istikrarını ciddi şekilde zayıflatmıştı.

I. Süleyman Şah dönemi, Selçuklu Devleti'nin erken dönemlerinde önemli bir dönemdir. Bu dönemde yaşanan iç karışıklıklar ve dış mücadeleler, devletin gelecekteki gelişimini etkilemiş ve Selçuklu Devleti'nin Anadolu'da daha da güçlenmesine zemin hazırlamıştır.

Ebu'l Kasım Dönemi (1086-1092)

Ebu'l Kasım dönemi, Büyük Selçuklu İmparatorluğu'nun Türkiye Selçuklu Sultanı olan Süleyman Şah'ın ölümünden sonra tahta geçen oğlu Ebu'l Kasım'ın hükümdarlık dönemini ifade eder. 1086 yılında başlayıp 1092 yılında sona eren bu dönem, Selçuklu Devleti'nin Anadolu'daki varlığını güçlendirmeye çalıştığı bir zaman dilimini kapsar.

Tahta Geçiş: Ebu'l Kasım, babası Süleyman Şah'ın ölümü üzerine Türkiye Selçuklu Sultanı olarak tahta geçti. Babasının döneminde yaşanan iç karışıklıkların ve mücadelelerin ardından tahta çıkan Ebu'l Kasım, devleti istikrarlı bir döneme taşımayı hedeflemiştir.

Anadolu'nun İstikrarı: Ebu'l Kasım döneminde Anadolu Selçuklu Devleti, Anadolu'daki otoritesini sağlamlaştırmaya çalışmıştır. İç karışıklıkları ve dış tehditleri bertaraf etmek için çaba göstermiş ve devletin sınırlarını genişletmiştir. Bu dönemde Selçuklu hakimiyeti, Anadolu'nun çeşitli bölgelerine yayılmıştır.

Dış Politika: Ebu'l Kasım döneminde Anadolu Selçuklu Devleti, komşu devletlerle ilişkilerini güçlendirmiş ve dış politikada aktif bir rol oynamıştır. Selçuklu Sultanı, Bizans İmparatorluğu ile barışçıl ilişkiler kurmaya çalışmış ve Anadolu'daki Bizans varlığını sınırlamak için çeşitli antlaşmalar yapmıştır.

Askeri Faaliyetler: Ebu'l Kasım döneminde Anadolu Selçuklu Devleti, askeri faaliyetlerini sürdürmüş ve sınırlarını korumak için çeşitli seferler düzenlemiştir. Bu dönemde Selçuklu ordusu, Anadolu'nun çeşitli bölgelerindeki isyanları bastırmış ve yerel direnişleri kırmıştır.

İdari Düzenlemeler: Ebu'l Kasım döneminde Anadolu Selçuklu Devleti'nin idari yapısı güçlendirilmiş ve merkezi otorite daha da sağlamlaştırılmıştır. Ebu'l Kasım, devletin farklı bölgelerindeki valilere daha fazla yetki vermiş ve yerel yönetimleri güçlendirmiştir.

Ölümü ve Sonrası: Ebu'l Kasım, 1092 yılında öldü. Ölümünden sonra oğlu I. Kılıç Arslan tahta geçti. Ebu'l Kasım dönemi, Anadolu Selçuklu Devleti'nin Anadolu'daki varlığını sağlamlaştırmaya çalıştığı ve iç istikrarını sağlamak için çaba harcadığı bir dönemi temsil eder.

Ebu'l Kasım dönemi, Anadolu Selçuklu Devleti'nin Anadolu'daki hakimiyetini güçlendirmeye yönelik çabalarının önemli bir dönemidir. Ebu'l Kasım'ın idari düzenlemeleri ve dış politika hamleleri, Anadolu Selçuklu Devleti'nin gelecekteki başarılarına zemin hazırlamıştır.

I. Kılıç Arslan Dönemi (1092-1107)

I. Kılıç Arslan dönemi, Türkiye Selçuklu Sultanı olan Ebu'l Kasım'ın ölümü üzerine tahta geçen oğlu Kılıç Arslan'ın hükümdarlık dönemini ifade eder. 1092 yılında başlayıp 1107 yılında sona eren bu dönem, Anadolu Selçuklu Devleti'nin önemli siyasi ve askeri gelişmelere tanıklık etmiştir.

Tahta Geçiş: I. Kılıç Arslan, babası Ebu'l Kasım'ın ölümü üzerine Türkiye Selçuklu Sultanı olarak tahta geçti. Genç yaşına rağmen, babası gibi güçlü bir lider olma potansiyeline sahipti.

Anadolu'nun Birleştirilmesi: Kılıç Arslan döneminde Anadolu Selçuklu Devleti, Anadolu'nun çeşitli bölgelerini birleştirmeye ve genişletmeye çalışmıştır. Bu dönemde devletin sınırları Doğu ve Batı Anadolu'ya doğru genişlemiştir.

Haçlı Seferleri: Kılıç Arslan döneminde Anadolu Selçuklu Devleti, Haçlı Seferleri ile karşı karşıya kalmıştır. 1097 yılında Dorylaeum Muharebesi'nde Haçlılarla çatışmış ve zafer kazanmıştır. Ancak, daha sonra 1098'de Antakya'nın düşmesiyle Haçlılar Anadolu'ya daha fazla ilerleme fırsatı bulmuşlardır.

Batı Anadolu'ya Genişleme: Kılıç Arslan döneminde Anadolu Selçuklu Devleti, Batı Anadolu'ya doğru genişlemiş ve bölgede hakimiyet kurmuştur. Bu dönemde İznik, Bursa, Kütahya gibi önemli şehirler Türkiye Selçukluları'nın kontrolü altına girmiştir.

Siyasi ve İdari Düzenlemeler: Kılıç Arslan, Anadolu Selçuklu Devleti'nin siyasi ve idari yapısını güçlendirmek için çeşitli düzenlemeler yapmıştır. Merkezi otoriteyi sağlamlaştırmış, valilere daha fazla yetki vermiş ve devletin iç işleyişini iyileştirmiştir.

Ölümü ve Sonrası: Kılıç Arslan, 1107 yılında öldü. Ölümünden sonra oğlu Rükneddin Mesud tahta geçti. Kılıç Arslan dönemi, Anadolu Selçuklu Devleti'nin Anadolu'daki hakimiyetini güçlendirdiği ve Haçlı Seferleriyle mücadele ettiği bir dönemi temsil eder.

Kılıç Arslan dönemi, Anadolu Selçuklu Devleti'nin Anadolu'daki varlığını sağlamlaştırmaya yönelik önemli adımlar attığı bir dönemdir. Kılıç Arslan'ın liderliği altında devlet, iç ve dış tehditlere karşı başarıyla mücadele etmiş ve Anadolu'nun birleştirilmesine önemli katkılarda bulunmuştur.

Buhran Devri (1107-1110)

Buhran Devri, Anadolu Selçuklu Devleti'nin iç karışıklıklar ve taht kavgaları ile karakterize olan bir dönemdir. 1107 ile 1110 yılları arasında yaşanan bu dönem, I. Kılıç Arslan'ın ölümünden sonra taht kavgalarının ve siyasi belirsizliğin arttığı bir zaman dilimini kapsar.

Taht Kavgaları: I. Kılıç Arslan'ın ölümünden sonra tahta geçmesi gereken oğlu Rükneddin Mesud ile amcası Melikşah'ın oğlu Mahmud Arslan arasında taht kavgası başlamıştır. İki taraf da tahta geçme hakkını iddia etmiş ve bu durum devlet içinde ciddi bir krize neden olmuştur.

Melikşah ve Mahmud Arslan İttifakı: Melikşah, yeğeni Mahmud Arslan'ı destekleyerek tahta geçmesine yardımcı olmuştur. Bu ittifak, Anadolu Selçuklu Devleti'nde siyasi dengeleri değiştirmiş ve Rükneddin Mesud'un tahttan uzaklaştırılmasına yol açmıştır.

Karışıklıklar ve İsyanlar: Bu dönemde Anadolu Selçuklu Devleti içinde çeşitli isyanlar ve karışıklıklar yaşanmıştır. Taht kavgaları ve siyasi belirsizlik, bazı bölgelerde isyanların patlak vermesine neden olmuş ve devletin istikrarını zayıflatmıştır.

Haçlı Tehdidi: Buhran Devri'nde Haçlılar da Anadolu'ya yönelik saldırılarını artırmıştır. Anadolu Selçuklu Devleti, iç karışıklıklarla boğuşurken, Haçlılar Anadolu'nun farklı bölgelerine seferler düzenleyerek Selçuklu hakimiyetine meydan okumuştur.

Siyasi Belirsizlik: Buhran Devri, Anadolu Selçuklu Devleti'nin siyasi belirsizlik içinde olduğu bir dönemdir. Taht kavgaları, isyanlar ve Haçlı tehdidi, devletin iç ve dış güvenliğini ciddi şekilde tehlikeye atmıştır.

Sonuçları: Buhran Devri'nin sonunda Melikşah ve Mahmud Arslan ittifakı güçlenmiş, Rükneddin Mesud ise tahttan uzaklaştırılmıştır. Ancak, bu dönemde yaşanan iç karışıklıklar ve dış tehditler Anadolu Selçuklu Devleti'nin zayıflamasına yol açmış ve devletin istikrarını olumsuz yönde etkilemiştir.

Buhran Devri, Anadolu Selçuklu Devleti'nin iç karışıklıklar ve dış tehditlerle mücadele ettiği bir dönemdir. Bu dönemde yaşanan siyasi belirsizlikler ve taht kavgaları, devletin istikrarını ve güvenliğini olumsuz yönde etkilemiştir.

Şahin Şah'ın Saltanatı (1110-1116)

Şahin Şah'ın saltanatı, Anadolu Selçuklu Devleti'nin tarihindeki önemli bir dönemi kapsar. 1110 ile 1116 yılları arasında hüküm süren Şahin Şah, I. Kılıç Arslan'ın oğlu ve Türkiye Selçuklu Sultanı olarak tahta çıkan üçüncü oğludur. İşte Şahin Şah'ın saltanatı dönemi hakkında önemli bilgiler:

Tahta Geçiş: Şahin Şah, amcası Mahmud Arslan'ın saltanatı döneminde tahta geçmiştir. Bu dönemde Anadolu Selçuklu Devleti, iç karışıklıklar ve taht kavgalarıyla sarsılmıştır. Ancak Şahin Şah, tahta geçtikten sonra devletin istikrarını sağlamak için çaba göstermiştir.

İç İstikrar: Şahin Şah döneminde Anadolu Selçuklu Devleti içindeki siyasi istikrarsızlık azalmış ve devletin yönetimi daha etkin hale gelmiştir. Şahin Şah, devletin iç işleyişini düzenlemiş ve merkezi otoriteyi güçlendirmiştir.

Dış Politika: Şahin Şah döneminde Anadolu Selçuklu Devleti'nin dış politikası önemli bir rol oynamıştır. Şahin Şah, komşu devletlerle barışçıl ilişkiler kurmuş ve Anadolu Selçuklu Devleti'nin sınırlarını korumuştur.

Ekonomi ve Kültür: Şahin Şah dönemi, Anadolu Selçuklu Devleti'nin ekonomik ve kültürel açıdan geliştiği bir dönemdir. Ticaretin ve sanatın canlanmasıyla birlikte, şehirlerde önemli mimari eserler inşa edilmiş ve kültürel faaliyetler artmıştır.

Haçlılarla İlişkiler: Şahin Şah döneminde Haçlılarla ilişkiler önemli bir konu olmuştur. Haçlılar, Anadolu'ya yönelik saldırılarını sürdürmüş ve Anadolu Selçuklu Devleti'nin sınırlarını tehdit etmiştir. Şahin Şah, Haçlılarla mücadele etmiş ve Anadolu'nun savunmasını güçlendirmiştir.

Ölümü ve Sonrası: Şahin Şah, 1116 yılında ölmüştür. Ölümünden sonra oğlu I. Muhiddin Mesud tahta geçmiştir. Şahin Şah dönemi, Anadolu Selçuklu Devleti'nin istikrarını sağladığı ve Anadolu'nun savunmasını güçlendirdiği bir dönem olarak hatırlanır.

Şahin Şah'ın saltanatı dönemi, Anadolu Selçuklu Devleti'nin iç istikrarını sağladığı ve dış tehditlere karşı mücadele ettiği bir dönemdir. Şahin Şah, devletin yönetiminde etkin bir liderlik sergilemiş ve Anadolu Selçuklu Devleti'nin Anadolu'daki egemenliğini güçlendirmiştir.

Anadolu Selçuklu Devleti’nin Dağılışı ve Yıkılışı

Anadolu Selçuklu Devleti'nin dağılışı ve yıkılışı, çeşitli iç ve dış etkenlerin bir araya gelmesiyle gerçekleşmiştir. Bu süreç, devletin siyasi istikrarsızlık yaşaması, iç mücadeleler, dış saldırılar, ekonomik sorunlar ve sosyal çalkantılar gibi faktörlerin etkisiyle gerçekleşmiştir.

İç Mücadeleler ve Taht Kavgaları: Anadolu Selçuklu Devleti'nin son dönemlerinde, taht kavgaları ve iç mücadeleler devletin istikrarını ciddi şekilde zayıflatmıştır. Sultanlar arasındaki rekabet ve taht kavgaları, devletin birlik ve bütünlüğünü tehdit etmiştir.

Dış Tehditler: Anadolu Selçuklu Devleti, dış saldırılarla da karşı karşıya kalmıştır. Özellikle Moğol istilaları, devletin sınırlarını tehdit etmiş ve Anadolu'nun çeşitli bölgelerinde büyük yıkımlara neden olmuştur. Ayrıca, Bizans İmparatorluğu'nun da baskıları devletin güçlenmesini engellemiştir.

Ekonomik Sorunlar: Anadolu Selçuklu Devleti'nin son dönemlerinde ekonomik sorunlar da yaşanmıştır. Vergi gelirlerinin azalması, tarımsal üretimin düşmesi ve ticaret yollarının güvenliğinin sağlanamaması gibi faktörler, ekonomik dengenin bozulmasına ve devletin zayıflamasına yol açmıştır.

Sosyal Çalkantılar: Anadolu Selçuklu Devleti'nin son dönemlerinde sosyal çalkantılar da yaşanmıştır. Farklı etnik ve dini gruplar arasındaki gerilimler artmış, halk arasında hoşnutsuzluk ve isyanlar görülmüştür. Bu durum da devletin iç istikrarını olumsuz yönde etkilemiştir.

Sultanların Zayıf Liderliği: Bazı sultanların zayıf liderlikleri, devletin yönetimindeki aksaklıklara ve istikrarsızlığa neden olmuştur. Güçlü bir liderlik eksikliği, devletin iç ve dış tehditlere karşı etkili bir şekilde mücadele etmesini engellemiştir.

Tüm bu etkenlerin bir araya gelmesiyle Anadolu Selçuklu Devleti'nin gücü azalmış, sınırları daralmış ve sonunda 1300'lü yılların başlarında Moğol istilası ve diğer dış saldırılar sonucunda devlet tamamen çökmüştür. Bu dönemde Anadolu'da beyliklerin ve diğer yerel yönetimlerin ortaya çıkmasıyla Selçuklu Devleti'nin yerini farklı siyasi oluşumlar almıştır.