Urartular

Ansiklopedi sitesinden
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla

Urartular, antik dönemde Mezopotamia bölgesinin doğusunda ve Transkafkasya'da varlık göstermiş olan bir uygarlıktır. M.Ö. 9. yüzyıl ile M.Ö. 6. yüzyıl arasında varlıklarını sürdüren Urartular, bu dönemde büyük ve güçlü bir krallık oluşturmuşlardır. Urartu Krallığı, günümüz Türkiye, İran, Ermenistan ve Azerbaycan'ın bazı bölgelerini içine alır.

Urartuların Tarihçesi

Urartuların kökenleri hakkında kesin bilgilere sahip olmak zor olsa da, bu uygarlığın tarihi M.Ö. 9. yüzyıla kadar uzanır. Urartuların başkenti, bugünkü Van Gölü çevresinde yer alan Tushpa (Tuspa veya Toprakkale) idi. İlk Urartu kralı Aramu veya Arame (M.Ö. 9. yüzyılın ortaları) tarafından kuruldu ve krallığın temellerini atmıştır.

Urartu Krallığı, zamanla Mezopotamya'nın Asur İmparatorluğu, Ur İmparatorluğu ve Med İmparatorluğu ile komşu birçok büyük uygarlıkla etkileşimde bulunmuş ve savaşlar yapmıştır. Urartuların tarihi, Asur kralı Tiglat-Pileser I (M.Ö. 1115-1077) dönemine kadar uzanır. Urartular, Asurlular ve diğer çevre krallıkları ile sık sık savaşmışlardır. M.Ö. 9. yüzyılda, Urartu Kralı I. Sarduri (M.Ö. 840-825) tarafından büyük toprak genişlemesi ve şehirlerin inşası gerçekleştirildi.

Urartu Krallığı'nın zirvesi, II. Sarduri (M.Ö. 764-735) ve Argishti I (M.Ö. 785-753) dönemlerine denk gelir. Bu dönemde Urartular, büyük bir toprak genişlemesi yaşadılar ve komşu krallıkları fethederek güçlerini artırdılar. Argishti I, Urartu Krallığı'nı organize bir devlete dönüştürdü ve başkenti Tushpa'yı daha da geliştirdi. Urartular, surlar, kaleler, su kanalları ve tapınaklar gibi büyük inşaat projelerine imza attılar.

Ancak, Urartu Krallığı'nın zirvesi uzun sürmedi. Asur İmparatorluğu ve Med İmparatorluğu gibi komşu güçlerle sürekli mücadele halinde olan Urartular, sonunda M.Ö. 6. yüzyılda Asurlular ve Medler tarafından fethedildi. Bu fethin ardından Urartu Krallığı sona erdi ve Urartu uygarlığı yok oldu.

Urartu Kültürü

Urartu kültürü, çeşitli etnik ve dilsel grupların etkileşimi sonucu oluşmuştur. Urartu dili, benzersiz bir dildi ve bu dildeki yazılar Urartu hiyeroglifleri olarak bilinir. Urartu yazıları, çeşitli kayalara, taşlara ve tabletler üzerine kazınmıştır ve bu yazılar arkeologlar için önemli bir kaynak oluşturur.

Urartu dini inançları, tapınaklar ve dini merasimler yoluyla ifade edilirdi. Ana tanrıça ve savaş tanrısı gibi önemli tanrı ve tanrıçaları vardı. Urartu kralları, tanrılara karşı görevlerini yerine getirmek amacıyla tapınaklar inşa ettirirlerdi.

Urartuların sanatı, yazıtlar, kabartmalar ve seramikler gibi çeşitli formlarda ifade edilirdi. Urartu kabartmaları, kralları, tanrıları ve savaş sahnelerini tasvir eder ve bu kabartmalar genellikle taş yapıların duvarlarını süslerdi. Ayrıca, Urartuların seramik ürünleri de dikkat çekicidir ve genellikle geometrik desenler içerir.

Urartu İnşaatları

Urartu Krallığı, büyük inşaat projelerine imza atmıştır. Bu projelerin en ünlüsü, Van Gölü'nün batı kıyısında yer alan ve II. Sarduri tarafından inşa edilen Van Kalesi'dir. Kale, büyük taş bloklarla inşa edilmiştir ve günümüze kadar ayakta kalmıştır. Ayrıca, kale içinde birçok odacık, tapınaklar ve su sarnıçları bulunur.

Urartular aynı zamanda sulama kanalları, su depo sistemi ve çeşmeler gibi mühendislik projelerine de imza atmışlardır. Bu projeler, tarımı desteklemek ve su kaynaklarını yönetmek amacıyla geliştirilmiştir.

Urartuların Sonu

Urartu Krallığı, Asurlular ve Medler tarafından fethedildikten sonra tarih sahnesinden kaybolmuştur. Bu fethin ardından Urartu uygarlığı sona erdi ve Urartu toprakları diğer büyük krallıklar arasında bölüşüldü. Bu dönemden sonra, Urartu bölgesi Pers İmparatorluğu ve ardından İskitlerin egemenliği altına girdi.

Urartu uygarlığı, antik dünyanın önemli ve ilginç uygarlıklarından biriydi. Hem arkeologlar hem de tarihçiler, Urartu Krallığı ve kültürü hakkında daha fazla bilgi edinmek ve bu antik uygarlığın gizemlerini çözmek için çalışmaya devam etmektedirler. Urartu, bugünkü Türkiye, İran ve Ermenistan'da önemli bir kültürel mirasa sahiptir ve bu miras, bölgenin zengin tarihine önemli bir katkı yapmıştır.