Sümerler

Ansiklopedi sitesinden
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla

Sümerler, Mezopotamya'nın tarih öncesi dönemlerinde yaşamış olan ve antik dünya medeniyetlerinin temelini atan bir topluluktur. Mezopotamya, günümüzde Irak'ın bir kısmını oluşturan ve Fırat ile Dicle nehirleri arasında kalan verimli topraklara sahip bir bölgedir. Sümerler, bu bölgede MÖ 4. ve 3. binyıllarda önemli bir uygarlık kurmuşlardır.

Sümerler
(y. 5500y. 1800 BC)
Sümerler'in yayılımını gösteren harita.
Mezopotamya
Fırat · Dicle
Asuroloji · Sümeroloji
İmparatorluklar / Şehirler
Sümerler
Eridu · Kiş · Uruk · Ur
Lagaş · Nippur · Girsu
Akad İmparatorluğu
Akad · Mari
Amoriler
İsin · Larsa
Babil İmparatorluğu
Babil · Kalde
Asur İmparatorluğu
Asur · Nemrut
Horsabad · Ninova/Nineveh
Elam
Susa
Mezopotamya tarihi
Sümer (kral listesi)
Asur kralları listesi
Babil kralları listesi
Hitit kralları listesi
Sümerce · Akadca
Elam dili · Aramice
Hurrice · Hititçe
Enuma Eliş · Gılgamış
Ziggurat · Nibiru
Marduk · Asur-Babil dinleri

Tarihçe

Sümerlerin kökenleri hakkında kesin bilgilere sahip olunmamakla birlikte, MÖ 4. binyılda Mezopotamya'nın güneyinde, Fırat ve Dicle nehirlerinin deltasında yaşamaya başladıkları düşünülmektedir. Sümerler, MÖ 4. ve 3. binyıllarda Mezopotamya'da önemli bir uygarlık kurmuşlardır.

Erken Dönemler (MÖ 4000-2900): Sümerlerin kökenleri hakkında kesin bilgilere sahip olunmamakla birlikte, MÖ 4. binyılın başlarından itibaren Mezopotamya'nın güneyinde, Fırat ve Dicle nehirleri arasında yer alan verimli topraklarda yaşamaya başladıkları düşünülmektedir. İlk yerleşimler genellikle kabileler halindeydi ve tarıma dayalı bir yaşam tarzı sürdürüyorlardı.

Şehir Devletlerinin Kuruluşu (MÖ 2900-2350): Sümerlerin tarihindeki bu dönem, şehir devletlerinin ortaya çıkışıyla karakterizedir. Mezopotamya'nın çeşitli bölgelerindeki Sümer şehir devletleri, yönetim merkezleri etrafında toplanan tarımsal topluluklardan oluşuyordu. Bu dönemdeki en önemli şehir devletleri Uruk, Ur, Lagash, Eridu ve Kish'tir.

Sümer Krallıkları Dönemi (MÖ 2350-2000): Bu dönem, Sümer şehir devletlerinin krallıklar haline gelmesiyle karakterizedir. Sümer krallıkları arasındaki rekabet, siyasi ve toprak genişlemesine yol açtı. Bu dönemde Sümerler, Mezopotamya'nın çeşitli bölgelerini kontrol altına aldılar ve kendi aralarında diplomatik ilişkiler kurarak ticaret yollarını geliştirdiler.

Akad İmparatorluğu ve Sümer Sonrası Dönem (MÖ 2000-1900): MÖ 3. binyılın sonlarında, Sümer krallıkları Akad İmparatorluğu tarafından fethedildi ve bu da Sümer uygarlığının sonunu getirdi. Akad İmparatorluğu'nun ardından, Mezopotamya'da çeşitli imparatorluklar ve krallıklar ortaya çıktı. Sümer kültürü ve dili, bu dönemde de yaşamaya devam etti, ancak siyasi ve sosyal olarak etkisini kaybetti.

Sonraki Dönemler ve Miras: Sümerlerin tarihindeki sonraki dönemler, Asur ve Babil gibi Mezopotamya imparatorluklarının yükselişiyle karakterizedir. Ancak, Sümer kültürü ve dili, Mezopotamya'da yaşayan halklar arasında önemli bir etkiye sahip olmaya devam etti. Sümerlerin icat ettiği çivi yazısı ve matematiksel sistemler, sonraki uygarlıklar tarafından da kullanılmıştır.

Sümerlerin tarihçesi, Mezopotamya'nın medeniyetinin gelişiminde önemli bir rol oynamıştır. Onların icatları ve kültürel mirası, sonraki dönemlerdeki uygarlıkların temelini oluşturmuş ve insanlık tarihine derin bir iz bırakmıştır.

Yerleşimler ve Şehirler

Sümerler, Mezopotamya'da bir dizi şehir devleti kurmuşlardır. Bu şehir devletleri, sulama sistemlerinin gelişmesiyle verimli topraklarda tarım yapmayı mümkün kılmıştır. Sümer şehirlerinden bazıları Uruk, Ur, Lagash, Eridu, Nippur ve Kish'tir. Bu şehirler, genellikle tanrı veya tanrıçaların adını taşıyan tapınaklarla süslenmiştir.

Uruk dönemine ait Silindir mühür ve baskısı, MÖ 3100 civarı - Louvre Müzesi
Uruk dönemine ait Silindir mühür ve baskısı, MÖ 3100 civarı - Louvre Müzesi

Uruk: Sümerlerin en önemli şehir devletlerinden biriydi. Fırat Nehri'nin kuzeyinde, bugünkü Irak'ın güneyinde bulunan Uruk, Mezopotamya'nın en eski şehirlerinden biriydi. Uruk, Sümerlerin siyasi, ekonomik ve dini merkezi konumundaydı.

Ur: Ur, Fırat Nehri'nin yakınında yer alan ve Sümerlerin önemli bir şehir devletiydi. Tarihi boyunca Ur, büyük bir ticaret merkezi olarak önemli bir rol oynamıştır. Ayrıca, Sümer mitolojisine göre, Ur şehrinin tanrılarına adanmış bir tapınak kompleksi de bulunmaktadır.

Lagash: Lagash, bugünkü Dhi Qar ilinin merkezinde yer alan bir Sümer şehir devletiydi. Lagash, tarih boyunca Ur ile rekabet halindeydi ve bazen bağımsız bir krallık olarak, bazen de Ur'un egemenliği altında varlığını sürdürdü.

Eridu: Eridu, Mezopotamya'nın en eski yerleşimlerinden biriydi ve Sümerlerin dini merkezlerinden biriydi. Fırat Nehri'nin yakınında bulunan Eridu, Sümer mitolojisine göre, tanrı Enki'nin yaşadığı yer olarak kabul edilir.

Nippur: Nippur, Fırat Nehri'nin güneyinde, bugünkü Dicle ilinin yakınında yer alan bir Sümer şehriydi. Nippur, dini bir merkez olarak önemliydi ve Sümerlerin en önemli tapınaklarından biri olan Ekur Tapınağı'na ev sahipliği yapmaktaydı.

Kish: Kish, Mezopotamya'nın kuzeyinde, günümüzde Irak'ın güneyinde yer alan bir Sümer şehriydi. Kish, Sümer mitolojisinde önemli bir rol oynamış ve Sümer krallarının efsanevi bir listesinde adı geçen bir şehir olarak bilinir.

Bu şehirler, Sümer medeniyetinin merkezleriydi ve Mezopotamya'nın tarihî ve kültürel gelişimine büyük ölçüde katkıda bulunmuşlardır. Tarıma dayalı ekonomileri, ticaret ağları ve dini yapılarıyla bu şehirler, Sümerlerin yaşadığı dönemin önemli yerleşim merkezlerini oluşturuyordu.

Toplum Yapısı

Sümer toplumu, çiftçilerden, zanaatkarlardan, tüccarlardan ve rahiplerden oluşan bir sınıf sistemiyle örgütlenmiştir. Sümer toplumu, tapınakların ve rahiplerin güçlü bir etkisi altındaydı ve bu tapınaklar ekonomik, siyasi ve dini işlevlerin merkezi haline gelmiştir.

Çiftçiler ve Köylüler: Sümer toplumunun en geniş sınıfı çiftçiler ve köylülerdi. Bu insanlar, tarıma dayalı bir ekonomiye katkıda bulunuyorlardı ve genellikle krala veya tapınaklara vergi ödüyorlardı. Çiftçiler, tarım arazilerini işleyerek buğday, arpa, darı ve diğer ürünler yetiştiriyorlardı.

Zanaatkarlar: Sümer şehirlerinde zanaatkarlar da önemli bir sınıfı oluşturuyordu. Bu sınıf, çeşitli zanaat alanlarında çalışıyorlardı ve örneğin demircilik, seramikçilik, dokumacılık, taş oymacılığı gibi işlerle uğraşıyorlardı. Zanaatkarlar, şehirdeki ekonomik çeşitliliğin ve ticaretin önemli bir parçasını oluşturuyorlardı.

Tüccarlar: Sümer toplumunda tüccarlar, ticaretin önemli bir parçasını oluşturuyordu. Şehir devletlerinin farklı bölgeleri arasında ve Mezopotamya'nın diğer bölgeleriyle ticaret yapılıyordu. Bu ticaret faaliyetleri, farklı mal ve hizmetlerin değiş tokuşunu sağlıyor ve ekonomik kalkınmayı teşvik ediyordu.

Rahipler ve Tapınaklar: Sümer toplumunda rahipler ve tapınaklar, önemli bir sosyal ve siyasi güce sahipti. Tapınaklar, toplumun ekonomik, siyasi ve dini merkezleri olarak hizmet veriyor ve genellikle tarım ürünlerinin depolandığı, vergilerin toplandığı ve ticaretin yapıldığı yerlerdi. Rahipler, dini törenleri yönetiyor, tanrılara kurbanlar sunuyor ve toplumun dini inançlarını koruyorlardı.

Krallar ve Yöneticiler: Sümer toplumunun en üstünde krallar ve yöneticiler bulunuyordu. Şehir devletlerinin liderleri, genellikle tanrısal meşruiyete dayanan monarşik bir yönetim şekline sahipti. Krallar, toplumun siyasi ve askeri liderleri olarak görev yapıyor ve şehir devletlerinin yönetimini sağlıyorlardı.

Sümer toplumu, bu çeşitli sosyal sınıfların bir araya gelmesiyle oluşuyordu ve her sınıfın belirli bir rolü ve işlevi vardı. Toplumun dengesi, çiftçilerin ve zanaatkarların sağladığı ürünlerin, ticaretin ve tapınakların işleyişine dayanıyordu. Bu sosyal yapı, Sümer medeniyetinin ekonomik, siyasi ve dini yaşamını şekillendiriyordu.

Yazı Sistemi ve Edebiyat

Sümerler, dünyanın en eski yazılı dillerinden biri olan Sümerce'yi geliştirmişlerdir. Sümerler, çivi yazısı adı verilen bir yazı sistemi kullanmışlardır. Sümerlerin edebiyatı, destanlar, efsaneler, dua metinleri, tarihi kayıtlar ve dini metinlerden oluşur. En ünlü Sümer destanlarından biri, "Gilgamesh Destanı"dır.

Çivi Yazısı (Kil Tabletler): Sümerler, çivi yazısı adı verilen bir yazı sistemini kullanmışlardır. Bu yazı sistemi, çamur veya kil tabletler üzerine sivri bir aletle yapılan izlerden oluşur. İlk başlarda ideogramlar (sembolik resimler) kullanılarak nesnelerin ve kavramların ifade edilmesi sağlanmıştır. Daha sonra, bu sembollerin bir kombinasyonu olan logogramlar ve fonetik semboller geliştirilmiştir.

Edebiyat ve Epik Destanlar: Sümer edebiyatı, çivi yazısıyla yazılmış bir dizi önemli metni içerir. Bunlar arasında en ünlüsü, "Gilgamesh Destanı"dır. Gilgamesh Destanı, antik dünya edebiyatının en eski epik destanlarından biridir ve Sümerler tarafından yazılmıştır. Ayrıca, Sümerlerin tanrıları, efsaneleri, dua metinleri ve tarihi olayları hakkında da birçok metin bulunmaktadır.

Tapınak Arşivleri: Sümerlerin yazı sistemi, tapınak arşivlerinin tutulmasında da kullanılmıştır. Tapınaklar, ekonomik ve dini merkezler olarak hizmet vermiş ve çeşitli kayıtları tutmuşlardır. Bu kayıtlar, tarım ürünleri, ticaret malları, tapınak personeli ve dini törenlerle ilgili bilgiler içerir.

Hukuki Metinler: Sümerlerin yazı sistemi, hukuk ve yasaların yazılmasında da kullanılmıştır. Sümerlerin hukuki metinleri, çeşitli yasaların, anlaşmaların ve mahkeme kararlarının kaydedilmesini içerir. Bu metinler, toplumun düzenini sağlamak ve hukuki anlaşmazlıkları çözmek için kullanılmıştır.

İlahi Metinler: Sümerlerin yazı sistemi, dini metinlerin yazılmasında da kullanılmıştır. Tapınaklarda bulunan dua ve ibadet metinleri, tanrılara adanmış dualar ve tapınak törenleri hakkında bilgi içerir. Bu metinler, Sümer dini inançlarını ve ritüellerini belgelemek için önemlidir.

Sümer yazı sistemi, antik dünyanın en eski yazılı belgelerinden bazılarını sağlamıştır. Çivi yazısı, daha sonraki Mezopotamya medeniyetleri tarafından da benimsenmiş ve geliştirilmiştir. Sümer edebiyatı da, insanlık tarihindeki önemli bir kültürel mirası temsil eder ve antik dünya edebiyatının gelişimine büyük katkı sağlamıştır.

Din ve Tapınaklar

Sümerler, çok tanrılı bir din inanç sistemine sahipti. Tanrılar ve tanrıçalar, doğanın ve doğa olaylarının sembolleri olarak kabul edilirdi. Tapınaklar, Sümer toplumunun merkezi kurumlarıydı ve sosyal, ekonomik ve dini işlevlerin yanı sıra eğitim ve sağlık hizmetleri gibi fonksiyonları da yerine getirirdi.

Tanrılar ve Tanrıçalar: Sümer dinine göre, birçok tanrı ve tanrıça doğa olaylarını, insanların kaderini ve toplumun yaşamını yönetiyordu. Önde gelen tanrılar arasında Anu (gökyüzü tanrısı), Enlil (hava tanrısı), Enki (bilgelik ve su tanrısı) ve İnanna (aşk ve savaş tanrıçası) yer alıyordu. Her tanrının kendine özgü bir alanı vardı ve insanlar, bu tanrılara ibadet ederek onlardan yardım ve lütuf talep ederlerdi.

Tapınaklar ve Rahipler: Tapınaklar, Sümer toplumunun merkezi kurumlarıydı ve ekonomik, siyasi ve dini işlevleri bir arada barındırıyordu. Tapınaklar, genellikle büyük, etkileyici yapılar olarak inşa edilmişti ve şehirlerin en belirgin mimari öğelerinden biriydi. Tapınaklarda, dini törenler gerçekleştirilir, tanrılara kurbanlar sunulur ve dua edilirdi. Tapınakların günlük işlerini yürüten rahipler, Sümer toplumunun en etkili sınıflarından birini oluşturuyordu.

Dini Ritüeller ve Törenler: Sümer dininde, dini ritüeller ve törenler, günlük yaşamın önemli bir parçasını oluşturuyordu. Bu ritüeller, tarımın başarısı, hastalıkların iyileştirilmesi, doğal afetlerin önlenmesi gibi çeşitli amaçlar için gerçekleştirilirdi. Sümerler, tanrılarını memnun etmek ve onların lütuf ve korumasını kazanmak için çeşitli dini faaliyetlerde bulunurlardı.

Tapınak Ekonomisi: Sümer tapınakları, ekonomik hayatın merkezi olarak işlev görüyordu. Tapınaklar, tarım ürünleri, hayvanlar, zanaat ürünleri ve diğer malların depolandığı yerlerdi. Ayrıca, tapınaklar ticaret yapar, vergi toplar, kredi verir ve çeşitli ekonomik faaliyetlerde bulunurlardı. Bu nedenle, tapınaklar Sümer toplumunun ekonomik gücünü de temsil ediyordu.

Tapınak Şehirleri: Bazı Sümer tapınakları, etraflarında büyük bir topluluk ve ekonomik faaliyetlerin yoğunlaştığı tapınak şehirleri oluşturmuşlardır. Bu şehirler, tapınakların etrafında büyüyerek zamanla önemli merkezler haline gelmişlerdir. Tapınak şehirleri, dini, ekonomik ve siyasi faaliyetlerin yoğunlaştığı yerlerdi.

Sümer dini inançları ve tapınakları, antik Mezopotamya'nın tarihî ve kültürel mirasının önemli bir parçasını oluşturur. Bu inançlar, daha sonraki Mezopotamya medeniyetleri üzerinde de derin bir etki bırakmıştır ve birçok dini ve kültürel gelenek bu dönemden miras alınmıştır.

Teknolojik Gelişmeler

Sümerler, Mezopotamya'da bir dizi teknolojik gelişmeyi gerçekleştirmişlerdir. Sulama sistemleri, tarım verimliliğini artırmış ve şehirlerin büyümesini sağlamıştır. Ayrıca, çanak çömlek yapımı, metal işleme, tekstil üretimi ve taş oymacılığı gibi zanaat alanlarında da ilerlemişlerdir. Sulama Sistemleri: Sümerler, Fırat ve Dicle nehirlerinin suyunu tarım arazilerine yönlendirmek için gelişmiş sulama sistemleri geliştirmişlerdir. Kanallar, kanalizasyonlar ve sulama hendekleri gibi altyapı sistemleri sayesinde tarım verimliliği artmış ve topraklar daha verimli hale getirilmiştir.

Çanak Çömlekçilik: Sümerler, seramik ve çanak çömlek yapımında ileri teknikler geliştirmişlerdir. Çanak çömlek, depolama, taşıma ve pişirme gibi çeşitli amaçlar için kullanılmıştır. Bu gelişmeler, günlük yaşamın çeşitli alanlarında kullanılan kaplar ve araç gereçlerin üretiminde büyük bir ilerleme sağlamıştır.

Metal İşleme: Sümerler, bakır ve kurşun gibi metallerin eritilmesi ve dökülmesi sürecinde ileri teknikler geliştirmişlerdir. Bu sayede metal eşyaların üretimi artmış ve metalin çeşitli alanlarda kullanılması sağlanmıştır. Metal aletlerin kullanımı tarım, inşaat ve zanaat gibi alanlarda yaygınlaşmıştır.

Tekerlek ve Araba: Sümerler, tekerlek ve araba kullanımında önemli ilerlemeler kaydetmişlerdir. Tekerlekler, tarım araçları, taşıma araçları ve ticaret arabaları gibi çeşitli alanlarda kullanılmıştır. Bu, ulaşımı kolaylaştırmış ve ticaretin gelişmesine katkı sağlamıştır.

Mimarlık ve İnşaat: Sümerler, kerpiç ve çamur gibi malzemelerle inşa edilmiş büyük yapılar inşa etmişlerdir. Tapınaklar, saraylar, surlar, sulama kanalları ve göletler gibi birçok yapıyı inşa etmişlerdir. Bu yapılar, Sümer toplumunun gücünü ve refahını yansıtmıştır.

Takvim ve Matematik: Sümerler, güneş ve ay hareketlerini izlemek için karmaşık takvimler geliştirmişlerdir. Ayrıca, matematikte ilerlemişler ve sayı sistemleri, geometri ve hesaplama teknikleri üzerinde çalışmışlardır. Bu gelişmeler, ticaret, tarım ve diğer pratik alanlarda kullanılmıştır.

Kil Tabletler ve Çivi Yazısı: Sümerler, çivi yazısı adı verilen bir yazı sistemi kullanmışlardır. Bu sistem, kil tabletler üzerine çivi şeklinde işaretlerin kazınmasıyla yazılı metinler oluşturulmasını sağlamıştır. Kil tabletler, ekonomik kayıtlar, dini metinler, hukuki belgeler ve edebi eserlerin saklanması ve iletilmesinde önemli bir rol oynamıştır.

Sümerlerin teknolojik gelişmeleri, Mezopotamya'nın en eski uygarlıklarından biri olarak insanlık tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır. Bu gelişmeler, ileri uygarlıkların temellerini atmış ve insanlığın daha ileri teknolojik ve kültürel başarılarına zemin hazırlamıştır.

Miras ve Etki

Sümerlerin kültürel ve teknolojik mirası, sonraki medeniyetler üzerinde derin bir etki bırakmıştır. Özellikle, Sümerlerin çivi yazısı ve matematiksel sistemleri, daha sonraki Mezopotamya uygarlıklarının da temelini oluşturmuştur. Ayrıca, Sümer dini inançları ve mitolojisi, çeşitli Orta Doğu dinlerinin gelişiminde de etkili olmuştur.

Yazı ve Dil: Sümerler, dünyanın ilk yazılı dillerinden biri olan Sümerce'yi geliştirmişlerdir. Çivi yazısı adı verilen bir yazı sistemiyle yazılan Sümerce, daha sonraki Mezopotamya uygarlıklarının yazı diline ve hatta diğer uygarlıkların yazı sistemlerine de etki etmiştir. Ayrıca, Sümerce'den birçok modern dil köken almıştır.

Hukuk ve Hukuk Kodları: Sümerler, insanlık tarihindeki en eski yazılı hukuk kodlarından bazılarını oluşturmuşlardır. Örneğin, Ur-Nammu ve Lipit-Ishtar gibi Sümer kraları, hukuk kodları oluşturmuş ve toplumsal düzeni sağlamak için yasaları belirlemişlerdir. Bu hukuk kodları, sonraki medeniyetlerin hukuk sistemlerine de ilham kaynağı olmuştur.

Tarım ve Sulama: Sümerler, Mezopotamya'daki verimli topraklarda tarım ve sulama tekniklerinde önemli ilerlemeler kaydetmişlerdir. Kanallar, su kuyuları ve sulama hendekleri gibi altyapı sistemleri geliştirmişlerdir. Bu, tarım verimliliğini artırmış ve yerleşik toplumların gelişmesine katkıda bulunmuştur.

Şehir ve Uygarlık: Sümerler, dünyanın ilk şehirlerinden birini inşa etmişlerdir. Büyük ve karmaşık şehirler, ekonomik, siyasi ve kültürel merkezler olarak hizmet vermiş ve medeniyetin gelişimine öncülük etmiştir. Sümerlerin inşa ettiği şehirler, daha sonraki medeniyetlerin de model aldığı yerleşim birimleri olmuştur.

Ticaret ve Ekonomi: Sümerler, ticaret yollarını geliştirmiş ve geniş bir ticaret ağı oluşturmuşlardır. Bu ticaret ağı, farklı bölgeler arasında mal ve hizmet alışverişini sağlamış ve ekonomik kalkınmayı teşvik etmiştir. Sümerlerin ticaret ve ekonomik gelişmeleri, daha sonraki uygarlıkların ticari faaliyetlerine de ilham kaynağı olmuştur.

Dini ve Kültürel Miras: Sümer dini inançları ve kültürü, Mezopotamya ve çevresindeki diğer uygarlıklara da büyük etki yapmıştır. Tanrılar, tanrıçalar, mitolojik hikayeler ve dini ritüeller, bu bölgede yaşayan diğer toplumların dini ve kültürel mirasına da yansımıştır.

Matematik ve Astronomi: Sümerler, matematik ve astronomi alanlarında da önemli ilerlemeler kaydetmişlerdir. Güneş ve ay hareketlerini izlemek için karmaşık takvimler geliştirmişler ve geometri, hesaplama teknikleri ve sayı sistemleri üzerinde çalışmışlardır. Bu gelişmeler, bilimsel düşünce ve bilgi birikiminin temellerini oluşturmuştur.

Sümer uygarlığının mirası ve etkisi, insanlık tarihinde önemli bir yer tutar. Bu antik uygarlık, yazı, hukuk, tarım, şehirleşme, ticaret, dini ve kültürel miras gibi birçok alanda insanlığın ilerlemesine önemli katkılarda bulunmuştur.

Sümerler, insanlık tarihinin en eski uygarlıklarından birini oluşturmuş ve Mezopotamya'nın medeniyetinin gelişiminde kritik bir rol oynamıştır. Onların mirası, günümüzde bile insanlık için önemli bir kültürel ve tarihsel zenginlik olarak kabul edilir.