İmkansızcılık

Ansiklopedi sitesinden
Gezinti kısmına atla Arama kısmına atla

İmkansızcılık (İngilizce: impossibilism), siyasi teoride ve sosyalizm hareketi içinde önemli bir ideolojik yaklaşımdır. İmkansızcılık, sosyalizmin devrimci veya reformist yollarla değil, radikal bir biçimde tamamen yeni bir toplumsal düzenin inşası yoluyla gerçekleşebileceğini savunan bir yaklaşımdır.

İmkansızcılığın Tarihsel Kökenleri

İmkansızcılık, 19. yüzyılın sonlarına doğru özellikle İngiltere'de ve diğer bazı ülkelerde ortaya çıkan bir sosyalist yaklaşımdır. İmkansızcılığın temelleri, özellikle Sosyal Demokrat Federasyon (SDF) gibi sosyalist örgütlerde atıldı. Bu dönemdeki önemli tarihsel faktörler şunlardır:

1. Sosyalist Hareketlerin Bölünmesi: 19. yüzyılın sonlarında, sosyalist hareketler arasında ideolojik bölünmeler yaşandı. Reformistler ve devrimciler arasındaki ayrılıklar, imkansızcılığın doğmasına zemin hazırladı.

2. İşçi Sınıfının Güçlenmesi: İşçi sınıfının örgütlenmesi ve bilinçlenmesi, sosyalist fikirlerin yayılmasına katkı sağladı. İşçi sınıfı, ekonomik ve siyasi taleplerini daha fazla dile getiriyordu.

İmkansızcılığın Temel İlkeleri

İmkansızcılığın temel ilke ve yaklaşımları şunlar şekildedir:

1. Sistemi Kökten Değiştirme: İmkansızcılar, kapitalist sistemin temel yapısının kökten değiştirilmesi gerektiğine inanırlar. Bu, mevcut toplumsal düzenin reformlarla veya ılımlı değişikliklerle iyileştirilemeyeceği anlamına gelir.

2. Devrimci Yolu Savunma: İmkansızcılar, sosyalizmin ancak devrimci yollarla gerçekleşebileceğini savunurlar. Sistemden kopuş ve radikal bir dönüşüm gerektiğine inanırlar.

3. Parlamento İşbirliğini Reddetme: İmkansızcılar, parlamento içinde faaliyet göstermeyi ve kapitalist sistemin kurumlarına katılmayı reddederler. Bu, sınıf mücadelesini kurumsal politika ile sulandırmamak amacı taşır.

4. Sosyalizmi İnşa Etmek: İmkansızcılar, sosyalizmi kapitalizmin kalıpları içinde inşa etmek yerine, tamamen yeni bir toplumsal düzen kurmayı hedeflerler. Bu, üretim araçlarının toplumsal mülkiyeti ve işçi sınıfının kontrolüne dayalı bir sistem önerir.

5. İşçi Sınıfının Kendi Kurtuluşu: İmkansızcılar, işçi sınıfının kendi kurtuluşunu kendisinin gerçekleştirmesi gerektiğine inanırlar. Dışarıdan gelen liderler veya elit gruplar yerine işçi sınıfının kendi bilinçlenmesi ve örgütlenmesi önemlidir.

İmkansızcılığın Önde Gelen Temsilcileri

1. Daniel De Leon: Daniel De Leon, Amerikalı bir gazeteci ve sosyalist liderdi. Industrial Workers of the World (IWW) adlı işçi sendikası örgütünün önde gelen bir figürüydü. De Leon, işçi sınıfının devrimci bir değişimle kapitalizmi yıkması gerektiğini savunuyordu.

2. James Connolly: İrlandalı sosyalist ve sendika lideri James Connolly, İrlanda'nın bağımsızlığını ve sosyalizmi bir araya getirmeyi hedefliyordu. Connolly, işçi sınıfının siyasi iktidarı ele geçirmesi gerektiğine inanıyordu.

3. Sylvia Pankhurst: Sylvia Pankhurst, İngiltere'de imkansızcılığı savunan önde gelen bir sosyalist aktivistti. Kadın hakları mücadelesiyle de tanınan Pankhurst, işçi sınıfının devrimci değişimle özgürleşmesi gerektiğini vurguluyordu.

İmkansızcılığın Etkileri

İmkansızcılık, sosyalist hareket içinde önemli bir azınlık görüşü olmuştur. Diğer sosyalist yaklaşımlar, özellikle reformizm ve devrimcilik, daha geniş bir etki alanına sahip olmuştur. Ancak imkansızcılık, radikal değişim talepleri ve sınıf mücadelesinin önceliklendirilmesi bakımından etkili bir alternatif olarak varlığını sürdürmüştür.

Sonuç olarak, imkansızcılık, kapitalist sistemi kökten değiştirmeyi ve sosyalizmi tamamen yeni bir toplumsal düzen olarak inşa etmeyi savunan bir sosyalist ideolojidir. Bu yaklaşım, devrimci değişim ve işçi sınıfının kendi kurtuluşunu öne çıkarırken, parlamentoya ve kapitalist kurumlara olan güveni sorgular. İmkansızcılık, sosyalist düşünce içinde çeşitliliği temsil eder ve devrimci hareketlerin tarihinde önemli bir rol oynamıştır.